POLİVAGAL TEORİ: OTONOM AĞAÇ METAFORU
Polivagal teori, Dr. Stephen Porges tarafından ileri sürülmüştür. Otonom sinir sistemi, daha önceden 2 başlık altında açıklanmıştı. Fakat Dr. Stephen Porges Otonom sinir sistemini 3 farklı dala ayırıyor: Sempatik, Parasempatik ve Sosyal ilişkisellik sistemi.
Birincisi, gerçekten çok eski,ilkel bir sistemdir: Donma, immobilizasyon yani hareketsizleştirme hayatta kalma mekanizmalarını içerir.
İkincisi: Savaş ya da kaç, tam bir seferberlik hali, enerji gerektiren faaliyetler.
Son olarak, memelilerle, sosyal iletişimle ve kendi kendini sakinleştirme olarak bilinen güvenliğin algılandığı sosyal ilişkisellik sinir sistemdir.
Resimde Maggi McAllister MacGregor, Dr. Stephen Porges’in polivagal teorisi temel alarak daha anlaşılır olması açısında metaforik güzel bir ağaç şeması üzerinde bu teoriyi anlatıyor.
Burada ‘gezgin sinir’ olarak bilinen Vagus siniri yaşamla ilgili bir tehdit algıladığında devreye giriyor. Güvenlik tetiklendiğinde otonom sinir sistemi vücudun normal durumuna dönmesine yardımcı olur. Eğer tehlike çok büyükse, ölüm tehdidiyle baş başa kalmak deneyiminde paresempatik sistemin dorsal(arka) vagus siniri devreye giriyor ve uyuşma, donma, disosiasyona neden oluyor. (Anthony 2019)
Ağaç şemasının açıklaması: En üsteki çöp adamla, güvenli hissettiğimizde ağacın tepesindeyiz ve sosyal iletişimle ve kendi kendimizi sakinleştiren bir alandayız. Beynimiz oldukça entegre, ön frontal lob dediğimiz mantıklı düşünen kısım devrede güvende hissediyoruz, oldukça sosyaliz diğer insanlarla ilişki içindeyiz. Burada para sempatik sinir sisteminin ventral(ön) vagus siniri devrede ve kişi sosyal, açık, dikkatli, düşünceli, odaklanabilir, diğerleriyle bağlantı, ilişki içinde aynı zamanda yalnızlığı tolere edebilme becerisine sahip, problem çözme, mantıklı düşünme, mantıklı karar verme ve motive bir şekilde davranışlar sergileyebiliyor. Diğer insanlarla ilgili doğru karar verme kapasitesine sahip, empati kuruyor ve kendi başına iyi düşünme, muhakeme etme kapasitesine sahip, diğer deyişle sosyal ilişkisellik içinde yer alıyor.
Ağacın tepesinden baktığınızda etrafındaki her şeyi, büyük resmi, manzarayı net şekilde açıkça görebilirsiniz. Burada üst kısmı oldukça fazla dalı olan ağaç; karar vermeyi, keşfetmeyi seçtiğimiz birçok sinirsel bağlantıdan, dallardan oluştuğunu görebilirsiniz. Bu da hayatımızda esnek olabilmemize izin veriyor. Yani gerçekten zengin bir çevre ve yeterince güvende hissediyorum ve gerekçeleri, açıklamaları olan mantıklı kararlar veriyorum. Örneğin buradayken sinirlendiğinizi anladığınızda biraz sakinleşmek için, tartışmaya ara verip hava alıyorsunuz, odadan kendinizi, duygunuzu düzenleyebilmek için izin alıp çıkıyorsunuz. Demek oluyor ki; ağacın üzerindeyken kendimizi düzenleyebiliyoruz ve tolerans penceremizi devreye sokabiliyoruz. Burası farklı bir deyişle sinir sistemimizin düzenleyicisidir. Rahat,uyanık durumdayız, çevrede neler olup bittiğinin de farkındayız.
Sonra ağacın üzerinde hareket etmeye başlıyoruz, biraz fazla hareketliyiz, heyecanlıyız ve sempatik sinir sistemi aktive oluyor. Aslında davranışımız oyun oynamak ve eğleniyoruz. Aşağıdan yukarıya doğru hareket ettiğimizde regule oluyoruz ve para sempatik sinir sistemi devreye giriyor sonra tekrar güvende hissedip daha samimi davranışlar sergiliyoruz. Samimi ve destekleyici sosyal sistemdeyiz ve ağacın tepesinde güvende hissediyoruz, korku yok burada ve sinir sistemimizi büyüme, onarım ve restorasyon için bizimle burada yer alıyor.
Fakat sini sistemimiz tehlike hissederse sempatik sinir sistemi otomatik olarak tetikleniyor ve tehdit, savunma yanıtları veriyor. Ağaç gövdesinde, ağacın dallarının aşağısında savaş ya da kaç olan ilkel tepkiler olan ağaç gövdesindeyiz aşağıdaki bu kısım otonom sinir sistemini aktive etti, burada gerçekten çok hareketliyiz. Bu hareket kaçma ya da savaşmayla sınırlı çünkü acil bir durumda mevcut pek çok davranış var ve bizim çok seçeneğe sahip olmamız gerekmiyor çünkü hızlı ve bilinçsizce, düşünmeden hareket ediyoruz. Kaç ya da savaş davranışlarımız bilinçli seçimler değildir ve aynı sosyal bağlardan ayrılma, katılma sisteminde olduğu gibi bedenimiz otomatik bir tepki verir. Ayni, telaşlı, huzursuz, öfkeli, kızgın, dürtüsel kararlar veririz. Burada riskli seçimler ve manik davranışların hepsi savaş tepkileridir. Oysaki kaçmada; yetersizlik, karar vermeyi, tartışmayı reddetme, odadan kaçarak çıkma davranışları sergileriz.
En altaki çöp adamda ise: Eğer sinir sistemimiz tehdit algılarsa ve bu tehdit çok güçlüyse para sempatik sistemin dorsal vagal(arka) vagus sinirinin cevabı sosyal bağlantıdan, sistemden çıkmak oluyor. Yanıt, hemen kestirmeden, ağacın köküne gider, düz yolu takip etmez, gövden geçmeden bypass yapar direkt köke ulaşır. Bu otomatik donma tepkisidir. Bu ağacın köklerinde hareketsiz kalmaktır. Donma, disosiasyon, terorize olma, depresyon, bayılma, ilgisizlik, motivasyonsuzluk, izolasyondur. Ve biliriz ki ağacın kökleri karanlık ve kasvetlidir ve buradan çıkış zordur. Ağacın üst kısmından, sosyal ilişkisellikten farklı olarak kökleri hapishanedeki demirlikler gibidir ve buradan kaçamayız.
Sinir sistemimizin vereceği sağlıklı bir yanıt mekanizması için; vagus sinirimizi tetiklemeyecek yönde güvenli ilişkiler kurmalı ve güvensiz ilişki, kişilerden uzak durmalıyız. Bilinçli farkındalık, meditasyon, nefes egzersizleri, yoga, soğuk duş, buzlu suyla yüzü, elleri yıkamak, kahkaha atmak, bir şarkının içine girip söylemek işe yarayacak aktivitelerdir.
Görsel kaynak: synchronicitytherapy
Çeviri: Klinik Psikolog Derya Ikdjaioune
Kaynak: https://www.synchronicitytherapylanarkshire.co.uk